'The Heart of Everything' albümüyle ABD müzik listelerinin ilk beşine kurulan Hollandalı Within Temptation, bugün saat 18.00'de Rock'n Coke sahnesinde olacak. Herkesin onları gotik zannetmesine rağmen onlar kendi tarzlarını savunuyor ve bu tanımı reddediyorlar. Müziklerindeki hayat dolu sözler de bunu doğrulamaya yetiyor!
Avrupa'da 1,5 milyonluk albüm satışıyla Hollanda'nın dışarıya açılan en başarılı gruplarından biri olan Within Temptation, gotik-senfonik rock sahnesinin önemli isimlerinden biri olmayı başardı. 10 yıl önceki 'Enter' adlı albümlerinden bu yana çıkardıkları beş albümle müzikleri gittikçe evrimleşen ve kendi tarzını bulurken ana akımı da yakalamayı başaran grup, Evanesence, Paradise Lost gibi isimlerle anılıyor. Rock'n Coke sahnesinde Türk izleyicilerle ilk defa tanışacak olan grubun -tarzına göre pek şen şakrak- vokalisti Sharon Den Adel'la peformans öncesinde son albümlerini, şarkı sözleri ve kendi dünyalarını konuştuk...
Son albüm öncekilerle kıyaslanınca Amerikan Gotik sahnesine iyi hazırlandığınız hissediliyor. Amerika'da bu kadar başarılı olmayı bekliyor muydunuz?
Aslında bu albüm bize göre öncekilerden çok farklı değil. Diğerlerine göre daha dinamik olduğu doğru ve orkestral elemanlar ile gitarlar çok daha iyi dengelendi. Tamamen duymak istediğimiz gibi olmasına ve hoşumuza giden seslere odaklandık. Parçalardaki akışın kuvvetli olmasına çalıştık. Amerika'da başarı elde etmek gerçekten inanılmaz ve biz de beklemiyorduk. Ancak albümü hazırladığımız sırada Amerika'da yayımlanacağı kesin değildi, bu yüzden özellikle Amerikan sahnesi için hazırlandığımızı söyleyemem. Bunun yanı sıra Myspace sayfamızın da (
www.myspace.com/withintemptation) tanınmamızda etkili olduğunu gördük. Bu arada asıl başarıyı Avrupa'da elde ettiğimizi de eklemeliyim.
Gotik metal umutsuzluk, karamsarlık, nefret gibi unsurlar barındırıyor. Albümlerinizdeyse umut verici, olumlu parçalar var. Duruşunuz nedir tam olarak?
Öncelikle söylemem gerekiyor ki, her ne kadar öyle adlandırılsak da kendimizi tam olarak gotik dünyanın bir parçası olarak görmüyoruz. Biz aslında hoşumuza giden değişik müzik türlerini harmanlıyoruz. Keltik, orkestral, senfonik, film müziği elementlerini dahil ediyoruz. Sözler ise okuduğumuz kitaplardan, kendi yaşadıklarımızdan ilham alıyor. Karamsar konular, dile getirmek istediğimiz sorunlar ise tabii ki yer buluyor. Gotik müzikten etkilendiğimiz doğru ama biz kesinlikle bir Gotik metal grubu değiliz.
Sözlerin geri kalanı ise kaçış, geride bırakma, saklanma öğelerini sıklıkla barındırıyor. Nedir bu peşinizi bırakmayan 'rahatsızlık'?
Bazen hayatında olabilecek şeylerden korkarsın ve kendine bir yol belirlemen gerekir. Bu aslında sadece korkuyla ilgili de değildir. İnsanların hayatındaki belirsizlikler endişe duymalarına neden olur. Ancak ne zaman ne olacağını asla tam bilemezsin ve işleri tersine çevirmek de mümkündür. Ya da her şey beklediğinin tam tersine de gelişebilir. Kimi zaman kadere teslim olup, ilerleyen zamanda neler olacağını izlemeyi de tercih edebilir ve bundan keyif bile alabilirsin...
Online camiada Amy (Evanescence) için 'en tatlı ses', Christina (Laguna Coil) için 'en güçlü ses', senin için de 'en meleksi ses' yorumu yapılıyor, sen ne diyorsun bu konuda?
Tamam, bunu bir iltifat olarak alıyorum. Bu tabii insanların müziğin tarzıyla beraber yaptığı bir yorum. Ben farklı şeyler de denemeye çalışıyorum, kimi zaman da mutlu söylüyorum. Hoş bir iltifat ama benim için...
Türkiye'ye ilk defa gelen gruplar eski parçalarına da ağırlık veriyor. Siz ise yeni albümünüzün üzerine geliyorsunuz, Rock'n Coke sahnesinde parça seçiminiz nasıl olacak?
Biz konserlerimizde hep bir 'Best Of' yapmaya çalışıyoruz. Her albümün en iyi parçalarını seslendiriyoruz. Tabii ki parçalar arası dengeli bir geçiş olacak. Konserlerde öncelikle akıcılığa önem veriyoruz. İstanbul'da da böyle olacak...