Sansürsüz - Aslı Onat
Şebnem Ferah: "Yaşadıklarımı ya da gözlemlediklerimi dinlenebilir kılmaya çalıştığım için albüm yapıyorum".
Şebnem Ferah, "Perdeler"den iki yıl sonra çıkardığı "Kelimeler Yetse..."de dinleyenleriyle dertleşiyor
Geçen haftasonu, Şebnem Ferah ile 1999 yılında çıkardığı "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum" adlı albümü için yapılmış bir söyleşi, TV'de yeniden yayınlandı. 1999, Ferah için çok zor geçen bir yıldı. Şebnem Ferah, babasını depremde kaybetmesinin acısının üstesinden gelmeye çalışan, neredeyse hiç gülümsemeden yalnızca müziğe dair konuşan bir şarkıcı / müzisyen portresi çiziyordu programda. Geçen hafta yeni ve dördüncü stüdyo albümü "Kelimeler Yetse..."yi konuşmak için yüzyüze görüştüğümüzde ise, gülücükler dağıtan bir görüntü; mutlu, huzurlu bir ruh hali sergiliyordu. Hep böyle olmasını, hiç üzülmemesini diliyoruz... Yeni albümünün heyecanıyla dolup taşan Ferah'ın, İstanbul dışındaki sevenlerini de fazla bekletmeden, 5-28 Haziran tarihleri arasında yurt çapında düzenlenecek Fanta Gençlik Festivali'nde dinleyenleriyle buluşacağını da söyleyelim.
"Kelimeler Yetse"deki parçalarınızın çoğu mutsuz bir aşkın; giden bir sevgilinin ardından yazılmış gibi görünüyor.
Aslında albümde bir aşk öyküsünden çok hayatın neresinde olduğunu anlamaya, hissetmeye ve dertleşmeye çalışan bir kadın portresi var. Bu kadın kimi zaman aşkı sorguluyor, kimi zaman içinde bulunduğu koşullarla savaşmak durumunda ve ikilemler içinde kalıyor. Sevdiği birini kaybetmiş ama hayat devam etmek durumunda. Beni derinden yaralayarak iz bırakan acılardan anlatabileceklerimi aktarıyorum şarkılarıma. Ağırlıklı olarak aşk şarkılarının çıkması tesadüf. Aslında 'aşk şarkısı' tabirini de pek sevmiyorum. Onlar 'birine' söylediğim şarkılar değil çünkü. Kendimi, duygularımı ifade ettiğim şarkılar...
Gene de "Lütfen bu kez dürüst olur musun?" ya da "İçine girdiğin küçük kaygan deliği yeni bir dünya sandın," derken karşınızdakiyle hesaplaşma halindesiniz.
Şarkıları yazarken samimi olmak aklınızdan geçenleri direkt olarak aktarmanızla ilgili. Kendime sansür uygulayamam. Yaşadıklarımı ya da gözlemlediklerimi dinlenebilir kılmaya çalıştığım için albüm yapıyorum. 'Bu albümdeki sözler çok daha keskin' gibi yorumlar duyuyorum. Sonuçta bunlar benim duygularımdı ve onları dürüstçe söylemek durumundaydım. İlk albümümü çıkardığım günden beri samimi olmaya çalışıyorum. Duygularımı olduğu gibi yazmasaydım, kendimi sahtekar hissedecektim.
Altyapınızdaki rock'tan hiç taviz vermiyorsunuz.
Gitar, bas ve davul eşliğinde canlı şarkı söylemeyi seviyorum. Kendime melodik açıdan farklı ya da sözel açıdan bir yenilik getirebildiğimde iyi hissediyorum. Başka arayışlara girme ihtiyacı duymuyorum. İnsan iyi yaptığı işi yapmalı düşüncesindeyim. Sevdiğim işi yapmalıyım ki başarılı olabileyim.
Piyasanın vur patlasın çal oynasın tavrı göz önüne alındığında bu kadar yoğun sözler yazmanız kendiniz için engel oluşturuyor mu?
Oluşturacaktır. Çünkü "Kelimeler Yetse...", söz anlamında en keskin albümüm. Ülke olarak en büyük problemimiz ekonomi değil. Biz ekonomik krizi zaten yıllardır yaşıyoruz; milletçe hep sıkıntı çektik. En büyük erozyonu kültürel ve ahlâki anlamda yaşıyoruz. Üretken değiliz; kısa günün kârını hesaplayıp duruyoruz. Müzik, müzisyenlerin yapması gereken bir iş. Ben ve benim gibi samimi olmaya gayret eden şarkıcıların karşısına her zaman engeller çıkacak. Sektör zaten o kadar daraldı ki bu fark edilmezse Türkiye'de müzik dinleyicisi kalmayacak. Ne kadar küskün oldukları düşük albüm satışlarından da anlaşılıyor zaten.
"Perdeler"in bir yorumunu da Finlandiyalı çello dörtlüsü Apocalyptica ile kaydetmiştiniz. Böyle bir ortaklık tekrar söz konusu olabilir mi?
Apocalyptica bazı eleman değişiklikleri yaşadı. Max ayrıldı mesela ki o, grubun direğiydi. Henüz ortada netleşmiş bir proje yok ama erken organize olabilirsek onlarla tekrar çalışmayı çok isterim. Son derece profesyonel ve birlikte çalışması çok zevkli bir grup Apocalyptica. Kalkıp ta Finlandiya'ya gittiğiniz zaman aslında insanların birbirlerinden o kadar da uzak olmadıklarını görüyorsunuz. Aslında anlayış ve hayata yaklaşım açısından ortak bir azınlığa üyesiniz.
Bir aralar kendi plak şirketinizi kurmayı düşünüyordunuz; bir gelişme var mı?
Ofis tuttuk, oraya bir de stüdyo kuruyoruz. Şirket kurmak çok kolay bir iş, önemli olan sonrası. İleride hem kendim, hem de müzikal anlamda yardımcı olabileceğim arkadaşlarım için bir tür yaratıcılık merkezi gibi faaliyet gösterecek bir mekân olarak tasarlıyorum bu stüdyoyu.