Müzik dünyasına Şebnem FERAH ın son albümü "Kelimeler Yetse..." bomba gibi düştü. Eski sevgilisine yazdığı iddia edilen şarkı sözlerini samimiyetine bağlayan FERAH, "kim ne der diye düşünseydim, sahtekar olurdum" diyor ve yaşadığı acılardan sonra tek kelime etmediğini, şimdi kendisinin yerine şarkılarının konuştuğunu anlatıyor..
Şebnem FERAH'ın geçen hafta piyasaya çıkan dördüncü albümü "Kelimeler Yetse...", güçlü altyapılara ve öne çıkan gitar sololara rağmen, pop müzik dinleyicisine de en az rock dinleyicisi kadar keyif alacağı bir çalışma. Albümde yer alan 10 şarkının söz ve müziğini Şebnem FERAH, düzenlemelerini ise FERAH ile beraber Ozan TÜGEN, Buket DORAN, Metin TÜRKCAN ve Aykan İLKAN yapmış. Tam bir ekip çalışması. Aşkı, aldatmayı, aldatılmayı, insan olmayı ve 30 yaş dönemini birde Şebnem FERAH' tan dinleyin ama önce Şebnem FERAH ile tüm konular üzerine yaptığımız röportajı okuyun..
-Bu albüm eski sevgiliye ithaf edilen bir çalışma mı?
---İçinde art niyet barındıran ve birisine haddini bildirmek için yapılmış bir albüm değil. Sonuçta çok değer verdiği birini kaybettiği için üzülen bir kadının şarkıları. Bu çok normal ve insani bir durum. Birini çok sevip, ona çok bağlanıp, beklenmedik bir şekilde hayatından çıktığı zaman üzülen ve bunun üzüntüsünü taşıyan bir çok erkek de var. Ben zaten hayatımda art arda kayıplar yaşadım.
Önce kız kardeşimi, depremde de babamı kaybettim. Sonrasında birini sevmişim ve onu da kaybetmişim, tamam bu ölüm kadar çok büyük bir konu olmayabilir. Ama o da ağır bir duygu. Sanıyorum bir çeşit patlama yaşadım.
-O halde yaşadığınız patlama sadece aşka bağlı değil...
---Hayır, zaten bu sadece bir aşk albümü değil. İlk şarkıdan son şarkıya kadar 30'lu yaşlarında bir kadının hikayesi. Zaten albüm "Ben sizinle dertleşmek istiyorum"diye başlıyor. Bunun içinde aşk da var, geçmişte yaşadığım acılar da var, kendi ayakları üzerinde durmak isteyen birinin mücadelesi de var. Yani içinde bir insan var.
-Sarf ettiğiniz köşeleri keskin sözcüklerin dinleyiciden tepki alabilme ihtimalini düşündünüz mü?
---Ben kafası çalışmayan birisi değilim. Tabii ki bazı şeyleri tahmin ediyorum ama "ya bir şey derlerse, ya üstüme gelirlerse" duygusuyla da şarkı yapamam. O zaman sahtekar hissederim kendimi. Benim başka bir kaynağım yok ki, hayatı özümseyerek yaşamaya gayret ediyorum. Böyle yaşıyorsam, bunu yaşıyorsam, böyle şarkılar yaparak insanlara ulaşabileceğimi düşünüyorum. İnsanlar kaptırmış kendilerini ticari parça yapma derdindeler. Kendi yeteneklerimizi öne çıkarmaya çalışsak, kendi tecrübelerimizi anlatsak, dinleyici daha mutlu olacak.
-Ekip olarak bu mantıkla mı hareket ettiniz?
---Evet, çünkü Buket DORAN, Ozan TÜGEN, Metin TÜRKCAN, ve Aykan İLKAN ile yıllardır beraber çalışıyoruz. Bizimkisi artık aile ilişkisi. Beraber vakit geçiriyoruz, birbirimizin hayatını biliyoruz, birbirimizi anlıyoruz ve ortak zevklerimiz bir. Onlar da son derece titiz çalışıyorlar. Stüdyo da altı ay geçirdik. Hepsi çok iyi müzisyenler. Biz amatör ruhlu bir grup gibi müzik yapmıyoruz. Açıkçası bu benim değil, bizim albümümüz.
-Albümün biraz sert olduğu konuşuluyor. Sizce neden sert bulunmuş olabilir?
---Bence önceki iki albümü kastediyorlar. Bu albümün saundu biraz daha sert ama bütün albümde sertlik değil de, sözleri ve tavrıyla ilgili köşeli bir durum var. Bu da yaşamakla ilgili bir durum. Bana artık hiçbir şey sert gelmiyor. Hayatını dolu dolu yaşayan ve tecrübe biriktiren bir kadın bu albümde kendisinden çok şey bulacak. Kayıplar içimizi acıtsa da geçici, unutmaya kodlanmışız. Aşkın acısı biraz daha ağır basıyor. Benim böyle bir dönemimi yansıtan bir albüm. Kendi hayal dünyamı ve gerçekliğimi yansıtmaya çalıştım. Müzikal anlamda hayal dünyamdan faydalandığımı söyleyebiliriz.
-Şarkılar aynı ruh hali içinde, yani aşkın gel-git lerini yaşarken yazılmış izlenimi veriyor...
---Aynen öyle oldu. Son bir seneyi tamamen evimde geçirdim, gitar bile çalmadım. Kendimi bahçe ve ahşap boyama işlerine verdim. Çok da faydasını gördüm. İnsanın bazen kendi hayatını yeniden keşfetmesi gerekiyor. Benim gibi yalnız yaşamaya alışkın biri sonra biriyle hayat paylaşmaya başladığı zaman, geri dönüp tekrar yalnızlığa alışması ilk başlarda zor oluyor. Ben evimdeki bibloyla bile manevi ilişki kuran biriyim. Yeni bir şey aldığımda eskisine üzülürüm. Değer verdiğim birinden ayrıldığımda zorluğu oldu.
-Onun için mi "Perdeler" albümünüzden sonra sessizliğe gömüldünüz?
---Evet ama arkasından da bir toparlanma süreci yaşadım ve deli gibi gitar çalmaya başladım. Şarkılar arka arkaya sanki bir gün önceden karar vermişim gibi ortaya çıktı. Bu albümün diğerlerine göre daha fazla sevilmesinin sebebi bu galiba. "Deli Kızım Uyan"da beş dakika içinde ortaya çıkmıştı. Öyle şarkılar dinleyiciye daha yakın geliyor.
Ben kendimi bildim bileli gitar çalan ve doğru düzgün şarkı söylemeye çalışan bir kızım. İnsan niye şarkı yazar, duygularını açığa vurmak için. Ben öyle sustum ki, ifade etme yolum şarkı oldu. Ancak benim yüreğim titrerse, başkalarınınkini de titretebilirim. İnternet sitesinde bir yazı vardı; "Şebo'ya kim ne yapmışsa, iyi yapmış. Bir sonraki albümde de böyle bir şey bekliyoruz..." diye. Öyle bir şey yaşadım ki, fışkırdı demek ki... Acı ama gerçek!
İpek Durkal